Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sandıktan çıkan

Sandık notlarımızda belirtiğimiz, en olası ve en riskli iki sonuçtan biri elde edildi. Çok az bir farkla, "evet" kazandı. YSK'nın, "mühürsüz pusula ve zarfların kabulü" kararı, seçim sonuçlarını gölgelese de, büyük şaibeler ortaya çıkmış görünmüyor. Elbette demokratik bir hukuk devletinde YSK böyle bir karar veremezdi. Ama demokratik bir hukuk devleti olmadığımız için bunu tartışmayacağım. Yalnızca şu notu düşelim: sandıktan Hayır çıksaydı, iktidar YSK'nın bu hukuksuz kararına dayanarak oyların yeniden sayımını ya da seçimin yenilenmesini isteyebilirdi. Ak Parti ve Erdoğan, referandum süresince kamusal tüm imkanları kullanmasına, asimetrik olanaklara sahip, lehlerinde bir kampanya yürütmelerine rağmen kesin bir galibiyet kazanamadılar. Büyük şehirlerin ve üretim merkezlerinin önemli bir kesiminde Ak Parti ve Erdoğan kaybetmiş görünüyor. Üsküdar, Eyüp ve Fatih ilçelerinin sonuçları inanılmaz ilgi çekici. Bilhassa, Erdoğan açısından manevi değeri de

Sandık

Anayasa referandumuna 4 gün kala bu notu düşme nedenim daha çok ülkenin geleceğine ilişkin artan karamsarlığım. Yine de 'kurtuluş, düze çıkış' senaryolarını tartışmaktan kendimi alamıyorum. Araştırma şirketlerinin sonuçlarına hiç bir zaman itibar etmek istemedim. Nedenlerim daha çok sezgisel ve elde ettikleri sonuçları sunuş şekilleriyle ilgili. Araştırma şirketlerinin 16 Nisan sonuçları evet ve hayır arasındaki farkın çok az olduğunu söylüyor. Neredeyse her araştırma sonucunda 10-15 puan arasında bir kararsız seçmen olduğunu da buraya not edelim. Yüksek beklenti sonucun ne olursa olsun farkın az olacağına işaret ediyor. Bence Türkiye için en riskli durum da bu. Sandıktan az farkla ne çıkarsa çıksın, Türkiye 17 Nisan sabahı büyük bir bilinmezliğe uyanır. Beni umutlandıracak sonuç ise bambaşka: Sandıktan " yüksek farkla çıkacak her sonuç " objektif olarak Türkiye için iç riskleri azaltmak anlamına gelir. En başından bu yana bu fikirdeyim. Re