Ana içeriğe atla

Ya mahallenin bakkalı olsaydı?

Söylenecek çok şey var; özetlemeye çalışayım:

Yakın zamanda Filistin'de, Mısır'da ve Türkiye'de, arkaik seküler rejimlerin ezdiği, horladığı, hınçla üzerine yürüdüğü İslamcı hareketler iktidara geldiler.

'İktidar' ve 'güç olma' tıpkı diğer siyasal akımların çoğunluğu gibi onlar tarafından da eleştirilecek kavramlar olarak değerlendirilmedi.

Demokrasiyi ise Hak getire...

Her zaman daha az iktidarın daha fazla mutluluk ve demokrasinin şartı olduğuna inandım.

Bu nedenle muhalif İslamcı hareketlere de hiç bir zaman ön yargı ile bakmadım; iktidara gelmelerini son derece meşru buldum; asla tartışmadım.

Lakin Erdoğan iktidara gelen tüm hareketler arasında en müstesna lider.

Muktedir olduğu günden bu yana, sezgilerinin de yardımıyla, herkesle kavga etmeye teşne; ediyor da. Akıllı bir politikacı vesselam...

Rahatsız edici buluyor muyum bu tavrını?

Evet; bir çok nedenle hem akıllıca hem de rahatsız edici buluyorum.

Ve fakat... Kendime bir teselli de buldum.

Televizyonu kapayıp, gazete okumadığımda, dost meclislerinde 'boş verin şimdi bunları' dediğimde, Erdoğan'dan da, Erdoğan'a karşı kuru muhalefetten de uzak kalabiliyorum.

Ya Erdoğan, tam da kuru muhalefetin bir zamanlar göz dağı vermek için söylediğinin aksine 'muhtar olsaydı'!

Benim için esas kabus bu olurdu.

"Yakup evladım ne zaman evleniyorsun, bak daha üç beş çocuk seveceğiz".

"Evladım sizin eve de gelen gidenin haddi hesabı yokmuş, komşularını güç bela sakinleştiriyorum".

Geri kalanı yaratıcılığınıza bırakıyorum.

Cumhurbaşkanlığı, hatta devlet başkanlığı dert değil de, oturduğum mahallenin muhtarı, bakkalı, komşum olarak düşünemiyorum kendisini.

Benim kendisine ait tek korkum bu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Doğu-Batı Divanı

Gothe'nin divanında ele aldığı Doğu ve Batı'nın bizim bulunduğumuz yerden anladığımız coğrafyaları tanımlamadığını sanıyorum. Gothe'nin Doğu'su en iyi ihtimalle Anadolu topraklarında son buluyor, esas muhataplarını Balkanlar'da arıyordu. Herkes kendi Doğu'suna baktığı ölçüde, anlam kazanan ama bir o kadar da oynak bir işaretleme! Bugün oyun masasında eli en kuvvetli olan Batı'nın ise -en azından sömürgecilik döneminden sonra- bu oynaklık tartışmalarına çok da muhatap olmadığı ortada. ************ "Hayatta kalmak" izini sürebilir olduğumuz en eski güdülerimizden biri olsa gerek. En geniş anlamıyla insandan (homo sapiens), aynı coğrafyada yaşadığımız insanlara, ailemize ve son kertede kendimize değin, hayatta kalmaya çalışıyoruz. Türkiye coğrafyasında yaşayan insanlar, bugün de hayatta kalmak için bir çok soruya cevap arıyor, tercihlerde bulunuyor, bulunacak. ************ Türkiyeli ortodoks Marksistlerin, zamanında çok etkileyici olduğunu